ssk hizmet dökümü

24 Haziran 2014 Salı

Türk Kurtuluş Savaşı


Türk Kurtuluş Savaşı

Kurtuluş Savaşıİstiklâl Harbi ya da Millî Mücadele olarak adlandırılan, I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu'nun İtilaf Devletleri'nce işgali sonucunda Misak-ı Millî sınırları içinde ülke bütünlüğünü korumak için girişilen çok cepheli siyasi ve askeri mücadele. 1919-1922 yılları arasında gerçekleşmiş ve 11 Ekim 1922'de imzalanan Mudanya Mütarekesi ile fiilen, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması ile resmen sona ermiştir.

Salih Omurtak


Salih Omurtak

1907 yılında Harp Okulu'nu Teğmen rütbesi ile bitirdi. Aynı yıl girdiği Harp Akademisi'ni 1910 yılında bitirerek Kurmay oldu. Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla Azerbaycan'ı ve Kuzey Kafkasya'yı kurtaracak olan 2. Kuvve-i Seferi'de görev aldı. 1920 yılına kadar çeşitli karargâh ve birliklerde görev yaptı. 22 Ocak 1920'de görevle geldiği Ankara'da kalarak Milli Ordu'ya iltihak etti. Kurtuluş Savaşı'nda Genelkurmay Harekât Şube Müdürlüğü görevini yürüterek Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün karagahında bulundu. Başkumandanlık Meydan Savaşı'nda 61. Piyade Tümen Komutanlığı görevinde iken Afyonkarahisar kuzeyindeki Yunan taarruzlarını püskürtme ve Yunan Sağ kanadına karşı-taarruz yapma başarılarını gösterdi. 1926 yılına kadar çeşitli birliklerde komutanlık yaptı.[2]
1926 yılında Tümgeneral (Mirliva), 1930 yılında Korgeneral ve 1940 yılında Orgeneralliğe yükseldi. Tümgeneral rütbesi ile 8. Kolordu Komutanlığı, Korgeneral rütbesi ile 9. ve 3. Kolordu Komutanlığı görevlerinde bulundu. Orgeneral rütbesinde Yüksek Askeri Şura Üyeliği, Genelkurmay 2. Başkanlığı ve 1. Ordu Komutanlığı yaptı. 29 Temmuz 1946 tarihinde Genelkurmay Başkanlığına atanarak 8 Haziran 1949 tarihine kadar Genelkurmay Başkanlığı yaptı. 

22 Haziran 2014 Pazar

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği


Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, (Rusça: Bu ses hakkında Союз Советских Социалистических Республик Soyuz Sovetskikh Sotsialisticheskikh Respublik/sɐˈjʊs sɐˈvʲeʦkʲɪx səʦɪəlʲɪˈstʲiʨɪskʲɪx rʲɪsˈpʊblʲɪk/; kısaca СССР, SSSRSovyetler Birliği ya da SSCB olarak da bilinir, Rusya İmparatorluğu'nın 1917'deki Büyük Ekim Devrimi'yle yıkılmasından sonra aynı topraklar üzerinde kurulan ve 1991'e değin varlığını koruyan devlet. Avrupa'nın doğu kesimiyle, Asya'nın kuzey kesimi boyunca yayılan SSCB, son yıllarında 22.403.000 km²'lik yüzölçümüyle dünyanın en büyük ülkesiydi. Nüfus bakımından da 293.047.571 (Haziran1991) kişiyle 3. sırada yer alıyordu. Aynı zamanda dünyanın başlıca siyasî ve askerî güçlerinden biri olan Sovyetler Birliği, batısındaNorveç, Finlandiya, Baltık Denizi, Polonya, Çekoslovakya, Macaristan ve Romanya, güneyinde Karadeniz, Türkiye, İran,Afganistan, Çin Halk Cumhuriyeti, Moğolistan ve Kuzey Kore yer alıyordu. Kuzey ve doğu sınırlarını ise Kuzey Buz Denizi ve Büyük Okyanus çiziyordu. Birliğin başkenti Moskova, para birimi ise Sovyet Rublesiydi.
1917 Ekim Devrimi, başka bir deyişle Bolşevik İhtilali ile kurulan SSCB, Soğuk savaş sürecinde ABD'nin karşısındaki güç konumunda idi. 1985 yılında Gorbaçov'un iktidarı sırasında başlayan Glasnost ve Perestroyka ile başlayıp 6 yıl süren reformların ardından 1991 yılının sonunda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği resmen dağıldı ve birliğe bağlı bazı ülkeler bağımsızlıklarını ilan ettiler. Birliği oluşturan şimdi bağımsız olan 15 devletten 12'si bir araya gelerek Bağımsız Devletler Topluluğu'nu oluşturdular.

Küba füze krizi


Özellikleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Ekim Füzeleri bunalımının en önemli özelliği, nükleer silahlara sahip iki süper gücün dünyada ilk kez doğrudan karşı karşıya gelmesidir. Bunalımın bir başka özelliği hem soğuk savaşın doruğunu hem de 1962 sonrasında yavaş yavaş; ama kararlı bir tempoda yerleşmeye başlayan “yumuşama” (detente) olgusunun temelini oluşturmasıdır.

Nedenleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Ekim Füzeleri bunalımının temelinde yatan asıl neden Amerikan Hükümetinin Fidel Castro rejimini devirmek istemesidir.
Castro’nun 1959 yılında ABD’nin kontrolündeki Batista rejimini yıkarak iktidara gelmesi üzerine ABD, önce Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) bünyesinde Latin Amerika ülkelerinin ortak harekatıyla Castro rejimini yıkmayı denediyse de OAS üyeleri yalnızca Castro rejimini kötülemekle yetindiler. Daha sonra ABD’ye kaçan Kübalı mültecilerin Amerikan hükümetinin yardım ve desteği ile Küba’yı işgal etmesini içeren bir plan yürürlüğe konduysa da mültecilerin Domuzlar Körfezi Çıkartması'nda başarısızlığa uğraması, ABD’nin bu dolaylı müdahale girişimini sonuçsuz bıraktı.
Bunalımın bir diğer nedeni ise SovyetӀer BirӀiği'nin ABD’nin gerek OAS bünyesinde gerekse Domuzlar Körfezi Çıkartması’nda yaşadığı başarısızlıktan yararlanması ve Küba’daki Castro rejimine destek olmaya başlamasıdır. SSCB, ihtiyaç duymamasına karşın Küba’nın şeker ihracatının büyük kısmını satın aldı ve Küba’ya olası bir Amerikan müdahalesine karşı güvence verdi.

Füzeler[değiştir | kaynağı değiştir]


Küba Füze Krizi'nin ardından ABD'nin Lockheed U-2 casus uçağından çekilen San Cristóbal'daki Sovyet MRBM (Orta Menzilli Balistik Füze) sitelerinin keşif fotoğrafı (1 Kasım 1962).
ABD'ye ait bir U-2 casus uçağının 1 Mayıs 1960'ta düşürülmesiyle ABD-SSCB ilişkileri gerginleşirken Küba-SSCB dostluğu giderek sıkılaşıyordu. Bu sıcak ilişkilerin bir sonucu olarak 1962 sonbaharında Küba’ya Sovyet füzelerinin konuşlandırılmasına başlandı.
Bir görüşe göre Küba bunalımının ortaya çıkardığı tehlike gerçek olmaktan çok görünüşteydi. Bu görüşe göre füzelerin yerleştirilmesi dönemin SSCB lideri Nikita Khrushchev açısından becerikli bir soğuk savaş oyunuydu ve füzeler dönemin ABD Başkanı J. F. Kennedy zorladığı takdirde sökülmek üzere yerleştirilmişti. Ancak, sökme bedeli olarak Khrushchev bazı ödünler beklemekteydi: Küba’nın işgal edilmeyeceğine dair güvence ve SSCB toprakları yakınına(özelde Türkiye'ye) yerleştirilmiş füzelerin sökülmesi.
Füzelerin yerleştirilme amacı ne olursa olsun Küba ile SSCB arasında gelişen bu ilişkiler ABD’yi bir müdahaleye doğru itmeye başladı. ABD Başkanı Kennedy 1962 yılı Ekim ayının hemen başında verdiği bir demeçte şu olasıklıkların gerçekleşmesi halinde Küba'ya müdahale edeceğini açıkladı: Küba'daki ABD'li Guantanamo Üssü, Panama Kanalı, öteki Latin Amerika ülkeleri veya kıtadaki Amerikalıların hayatları tehlikeye girerse; Cape Canaveral İstasyonu'na müdahale edilirse; SSCB’ Küba'da saldırgan üsler kurarsa.

Bunalım[değiştir | kaynağı değiştir]


Fidel Castro
ABD’de seçim mücadelesinin hızlandığı bir dönemde 16 Ekim 1962 günü dönemin ABD Savunma Bakanı Robert McNamara Küba’da füze üslerini belirleyen hava fotoğraflarını Başkan Kennedy’e gösterdi. Fotoğraflardan edinilen bilgiye göre, Sovyet füzeleri yerleştirilmeye başlanmıştı ama ateşlemeye hazır hale gelmeleri için bazı parçaların Küba’ya gelmesi gerekiyordu.
Kennedy teknik danışmanlarıyla uzun süren toplantılar yaptıktan sonra Küba’nın denizden abluka altına alınmasına karar verdi. ABD, abluka kararı konusunda Birleşmiş Milletler’e, OAS’a ve NATO’ya danışmadı ve sadece bu örgütleri kararından haberdar etmekle yetindi.
22 Ekim 1962 tarihinde abluka uygulanmaya başladı. Bu sırada, Atlantik Okyanusu’nda seyreden Sovyet gemileri Küba’ya yaklaşmaktaydı. Bu gemiler ablukaya uymadıkları takdirde batırılacaklardı. Khrushchev ilk tepki olarak saldırı değil savunma silahı taşıdığını söylediği gemilerin durması için emir vermeyeceğini açıkladı. Bu durum gerilimi daha da tırmandırdı.
Khrushchev, 27 Ekim 1962’de Kennedy’e gönderdiği mektupta, ABD’nin Türkiye’deki benzer füzeleri sökmesi halinde (ABD 1959 yılında Türkiye ile anlaşmış, 1961 yılında Türkiye’ye Jüpiter füzeleri yerleştirmişti, füze durumları Türk halkına 40 yıl sonra açıklandı veya belgelendirildi.) SSCB’nin de Küba’dakileri sökeceğini, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne ve bağımsızlığına saygı göstereceğini, içişlerine karışmayacağını ve işgal etmeyeceğini belirtmiş ve Küba’daki füzelerin sökülmesinin karşılığı olarak ABD’nin de aynı güvenceleri Küba açısından vermesi gerektiğini eklemiştir.
Başkan Kenedy ise aynı tarihli cevabi mektubunda, Kübadaki füzeler söküldüğü taktirde Küba’ya karşı uygulanan ablukaya son verileceğini ve Küba’yı işgal etmeyeceği güvencesini verebileceğini kaydetmiş ancak Türkiye’deki füzelerin sökülmesi konusunda kesin bir güvence vermekten kaçınarak “Dünyadaki gerginliklerin yumuşaması, mektubunuzda belirttiğiniz öteki silahlarla ilgili olarak daha geniş bir düzenlemeye gidebilmemize olanak sağlayabilir” demiştir.
ABD Başkanı Kennedy kısa vadeli tedbirlerle uzun süreli tedbirleri birbirinden ayırmaktaydı. Kennedy için önemli olan ABD’ye yönelik tehditin ortadan kaldırılmasıydı. Jüpiterler ise daha sonra ele alınacak bir düzenleme içinde düşünülebilirdi.
ABD’ye göre pazarlık unsurları da birbirine uymamaktaydı. Bir yanda birdenbire Küba’ya yerleştirilen füzeler öte yanda çok önce yerleştirilmiş bulunan ve yerleştirildikleri anda SSCB’nin tepkisiyle karşılaşmadığı için üstü kapalı olarak kabul edilmiş füzeler bulunuyordu.
Khrushchev 28 Ekim 1962’da Kennedy’e ikinci bir mektup yazmıştır. Bu mektupta Türkiye’deki Jüpiter füzelerinden hiç bahsedilmemiş ve Kennedy’nin önerilerine sıcak bakıldığı vurgulanmıştır. Kennedy, aynı gün Khrushchev’e bir mektup göndermiş ve sağduyulu kararından dolayı kendisini tebrik etmiştir.[Amerika'da büyükelçiler nezdinde yapılan son görüşmede Sovyet elçi Küba'daki füzelerin kaldırmasının ancak Türkiye'deki füzelerin kaldırılmasına bağlıyacak Amerikan elçi yedekte tuttuğu kozu kullanıp "zaten Türkiye'ye koyduğumuz füzeler eskimişti 6 ay içerisinde kaldıracaktık" demiştir(Amerikan elçi Kenndy'nin kardeşi bakandır ve ayrıca sovyet elçi ile görüşmeden önce Türkiye'deki füze kozunu en son seçim olarak kullanmasını kararlaştırmışlardır.Füzelerin Sovyetlerin aynı dönemde kaldırılmamasının sebebi ise gelişen olaylar karşısında medyada sıkıntı çeken Kenndy'nin Türkiyede'ki füzelerin kaldırılmasının altında kalabilecek olmasıdır.Amerikan elçi bu gizli maddenin sadece sovyet kurmaylar tarafından bilineceği, Türkiye'deki füzelerin kaldırılmasının kamuoyu tarafından bilinmesinin anlaşmayı bozacağı ve askeri müdahalenin kaçınılmaz olacağını söylemiştir.Bir ihtimal de, Khrushchev sadece ülkesinin böyle bir tehlikeyle karşı karşıya kalmaması için başkanlık koltuğundan indirilirken bu gizli maddeyi açıklamamıştır ama Sovyetler kendini tehdit eden yakınındaki nükleer füzelerden kurtulmuştur.]-->(Yakın Tehlike[Thirteen Days] filminden)
28 Ekim 1962 tarihli mektuplar ve ABD’nin Küba’ya uygulanan ablukayı kaldırmasıyla bunalım atlatılmıştır.
Khrushchev’in füzeleri sökme kararı NATO’da da rahatlama yaşanmasına neden oldu. Çünkü, 28 Ekim 1962 tarihli NATO Konseyi toplantısında ABD Küba’yı işgal hareketine girişirse Türkiye’nin Sovyet işgaline uğrayabileceği ve NATO’nun savaşa sürüklenebileceğine değinilmişti. NATO Konseyi’ndeki bazı delegeler ABD’den Küba’yı işgal etmeme garantisi istemiş, ABD delegesi ise bu güvenceyi vermekten kaçınmıştı.

Sonuçları[değiştir | kaynağı değiştir]

  • Ekim Füzeleri bunalımı, biraz da çelişkili olarak, soğuk savaşın doruk noktasına vardığı bir dönemde “yumuşama” ve “görüşme” havası yaratmıştır. Nükleer savaşın eşiğine gelindiğini anlayan taraflar, bu bunalımdan sonra daha temkinli olacaklardır. (Örneğin ABD, Türkiye’deki Jüpiter füzelerini tek taraflı bir kararla sökmeye başlamıştır.)
  • NATO üyeleri, daha doğrusu NATO’nun Avrupa kanadı, böyle büyük bir bunalımda (kendilerini de tehlikeye atan bir durum olsa dahi) görüşlerinin alınmayacağını, ABD’nin tek başına hareket edeceğini anlamışlardır.
  • SSCB’de Khrushchev serüvencilik suçlamasıyla iktidardan düşürüldü.
  • Ekim Füzeleri bunalımı, o dönemki iki kutuplu dünya düzeninde, blokları oluşturan devler arasındaki ilişkileri de etkiledi. Doğu Bloku içinde Çin-Sovyet anlaşmazlığı açığa çıktı. Pekin, Moskova’yı “devrimci davaya ihanetle” suçladı. Moskova Pekin’i serüvencilikle itham etti. Batı Bloku’nda Fransa iki süper devlet arasında denge kuracak bir “Batı Avrupa Koalisyonu” girişimi başlattı ve ABD ile ilişkilerini gevşetme yönünde önemli adımlar atarak kendi nükleer programnı başlatttı.
  • ABD ve SSCB Ekim Füzeleri bunalımından sonra nükleer silahların yayılmasını önlemek için Moskova’da 5 Temmuz 1963’te “Nükleer Silah Denemelerinin Kısmi Yasaklanması Anlaşması”nı imzaladılar. (Bu anlaşma atmosferde, uzayda ve denizaltında nükleer denemeleri yasaklıyor ancak toprak altındaki nükleer denemelere izin veriyordu.)
  • Ekim Füzeleri bunalımı, bölgesel bir çatışmada geleneksel (klasik) silahların önemini artırmıştır.
  • Herhangi bir bunalım sırasında Washington ve Moskova arasında doğrudan bir haberleşme hattının kurulması gerekliliği ortaya çıkmıştır. İki başkent arasında anında haberleşmeyi sağlayacak telefon hattı (hotline) kurulmuştur.

18 Haziran 2014 Çarşamba

Bağ-Kur Borç Sorgulama

Bağ-Kur borç sorgulama hakkında bu yazımızda size bilgi vereceğiz. Bağ Kur borç sorgulama yapmak için ne yapmanız gerektiğini adım adım anlatacağız. SGK kurumuna bağlı Bağkur borç sorgulama işlemini yapabilmek için aşağıdaki adımları izleyiniz.

Bağ-Kur Borç Sorgulamayı Nasıl Yapabilirim?

Bağ-Kur borç sorgulamayı iki ayrı başlık altında yapabilirsiniz.

E-Devlet Şifresiyle Bağ-Kur Borç Sorgulama Nasıl Yapılır?

Eğer E-Devlet şifreniz var ise; aşağıdaki linkten E-Devlet sitesine giriş yaptıktan sonra “Kimliğimi Şimdi Doğrula” butonuna tıklayınız. Ardından E-Devlet şifresi kısmını tıkladıktan sonra T.C. kimlik numaranızı ve E-Devlet şifrenizi  giriniz. Doğru girdiğinizden emin olduktan sonra “Sisteme Giriş Yap” butonuna tıklayabilirsiniz. Ve Bağkur borç sorgulama panelini görüntüleyebilirsiniz.

E-Devlet Şifresi İle Bağ-Kur Borç Sorgulama İçin 


Şifresiz Bağ-Kur Borç Sorgulama Nasıl Yapılır?

Bağkur borç sorgulamak için aşağıdaki bağlantıdan şifresiz olarak işleminizi yapabilirsiniz. T.C. kimlik numaranızı, nüfusa kayıtlı olduğunuz ili, cilt numaranızı ve doğum tarihinizin yıl kısmını
girdikten sonra “SORGULA” butonuna tıklamanız yeterli olacaktır.

Şifresiz Bağ-Kur Borç Sorgulamak için

LÜTFEN TIKLAYINIZ!